Batı Anadolu'nun bilinen ilk yerleşim yeri: Burdur Hacılar Höyüğü

İl merkezinin 25 km. batısında bulunan Hacılar Höyüğü , Batı Anadolu'nun bilinen en eski yerleşim yeridir. Yapılan kazılarda , M.Ö 8500-4750 yıllarını arasını içeren 3 ayrı kültür devri tespit edilmiştir.1957-1960 yılında İngiliz arkeolog James Mellart tarafından yapılan kazıda, kalkolitik ve neolitik dönemlere ait dokuz yapı katı ortaya çıkarılmış, cila'lı taş devrine ait, altı - yedi bin yıllık ev temelleri,pişmiş topraktan heykeller,kırmızı boyalarla süslü çanak - çömlekler,çakmak taşından kesici aletler bulunmuş, bu şehrin Anadolu'nun, hatta yer yüzünün ilk uygarlık merkezlerinden biri olduğu anlaşılmıştır.

Hacılar höyüğü, dünya arkeoloji çevrelerinde dönemle ilgilenenler arasında önemli bir yer tutar. Göçebelikten yerleşik hayata geçen ve evlerinin bahçe duvarlarını yapan, yiyecek ve içeceklerini saklamak için kaplar yapan ilk insanların burada bıraktıkları kalıntılar dünya arkeolojisi açısından çok önemlidir(http://tr.wikipedia.org/wiki/Hac%C4%B1lar,_Burdur).

Dünya'nın ilk yerleşim yerleri arasında bulunan Burdur'da Hacılar Höyüğü'nde 2011 yılında 50 yıl aradan sonra yeniden başlatılan arkeolojik kazılarda, insan kafatası ve kemikten yapılan aletler bulundu. Hacılar höyüğünün arkeolojik araştırmasının tamamlanması ve kültür turizmi kapsamına alınması bölge turizmi açısından büyük önem taşımaktadır.

Toplum sağlığı açısından önemli bir kent: Sagalassos

Pisidya bölgesinin Roma İmparatorluk döneminin en önemli şehri olan Sagalassos,  Ağlasun İlçesinin 7  km. kuzeyinde bulunmaktadır.  Sagalassos  doğu batı yönünde  2,5  km.  kuzey, güney yönünde  1,5  km'’ik bir alanı kaplar. Sagalassos'un İmparatorluk döneminde önemli bir çömlek üretim merkezi olduğu ve cam üretimi ile metajurjiye kadar uzanan yerel zanaat üretiminin yapıldığı belirlenmiştir. Sagalassos'un   hemen güneyinde bulunan  verimli ovalardan biri olan Çanaklı ovası. Sagalasso’a seramiği için toprak sağlamıştır. 

1990 yılında açığa çıkarılmaya başlanılan kentte kazı çalışmaları devam etmekte olup  bir çok yapının açığa çıkarılması ve bu yapıların restorasyon çalışmaları sürdürülmektedir. Helenistik Çeşme, Kütüphane yapısı kuzey batı Heroon yapısı ve Antoninler anıtsal çeşme yapısının restorasyon çalışmaları yapılmaktadır. Kentte bugün ayakta kalabilen Bouleuterion, Apollo Klarios Tapınağı Antonin Pius Tapınağı, Dorik Tapınak, aşağı ve yukarı Agora, Tiyatro, Hamamlar, Kütüphane,Çeşme yapıları ve Heroon gibi daha birçok yapı bulunmaktadır(http://www.burdurmuzesi.gov.tr/sagalassos.htm).

Su yolları ve roma hamamı
Sagalassos antik kentinde yukarı ve aşağı Agora'nın anıtsal görünümünü destekleyen M.S. 2. yüzyıla tarihlenen nymphaea'ların(çeşmelerin) su havzalarının korkulukları tarafından yarıda kesilen su çıkışlarının varlığı, kentin yerleşiminin son dönemlerinde su seviyesinde bir değişiklik olduğu ve su miktarında sürekli bir azalma görüldüğüne işarettir. 1993 senesinden beri süren kazı çalışmaları kentin en çok su tüketen yapısının, yani büyük Roma hamamının açığa çıkmasını sağlamaktadır. Bu yapı M.S. 7. yüzyılın başlarına kadar kısmen kullanım görmüş, zeminin bir kısmı insan dışkısının toplandığı, daha sonra da olasılıkla yakınlardaki tarlalarda kullanmak üzere bir nevi gübre elde etmek için kireç ile karıştırıldığı bir mekân halini almıştır http://tr.wikipedia.org/wiki/Sagalassos).

Deprem ve vebanın yok ettiği kent
M.S. 518 ve 528 depremleri Sagalassos’u derinden etkiledi. 528 depreminden 13 yıl sonra Anadolu’da veba salgını başladı. 541’den 543’e kadar 2 yıl süren veba o zamanki Anadolu nüfusunun yarısını kırdı. Panfilya’dan gelen ve Dinar’a uzanan ticaret yolunun üzerinde bulunan Sagalassosa da vebadan etkilendi ve kentin terk edilmesine neden oldu(http://www.aglasun.net/sagalassos/26/toroslarn-ncisi-sagalassos.html).

Issos'da doktor muayenehanesi

Hatay'ın Erzin ilçesinde bulunan İssos Antik Kenti'nde, Roma dönemine ait doktorlar tarafından kulak operasyonları için kullanıldığı sanılan iş yerleri bulundu.

Kazı Başkanı Ömer Çelik, ''Hamam kompleksinin dışında batı bölgesinde ise Bizans dönemine ait olduğunu tahmin ettiğimiz taş döşeli bir alana ve fırına ulaştık. Ayrıca, hamamın bitişiğinde geç Roma dönemine ait olduğunu tahmin ettiğimiz bir kaç dükkan da bulundu. İlk belirlemelere göre, bu dükkanların doktorlar tarafından kullanıldığını tahmin ediyoruz. Çünkü dükkanların önünde yapılan çalışmalarda kulak temizliğinde kullanılan tıp aletleri bulundu. Bunlar, burada kulak operasyonları yapıldığını düşündürüyor. Bu alandaki incelemelerimiz devam ediyor'' dedi.

Kaynak: http://www.sabah.com.tr/Turizm/2011/09/01/antik-muayenehane-bulundu

Arkeolojik kazıda "muayenehane" bulundu

Milliyet Gazetesi'nin haberine göre Hatay’ın Erzin ilçesinde bulunan İssos Antik Kenti’nde, Roma dönemine ait hamam kompleksinin bitişiğinde doktorlar tarafından kulak operasyonları için kullanıldığı sanılan iş yerleri bulundu. (http://gundem.milliyet.com.tr/arkeolojik-kazida-muayenehane-bulundu/gundem/gundemdetay/01.09.2011/1433477/default.htm )

Hamam kompleksinin güneyinde de ön cephesi sütunlarla süslü olan ve "Süs havuzu" olduğunu sandıkları bölüme ulaştıklarına değinen Ömer Çelik, "Hamam kompleksinin dışında batı bölgesinde ise Bizans dönemine ait olduğunu tahmin ettiğimiz taş döşeli bir alana ve fırına ulaştık. Ayrıca, hamamın bitişiğinde geç Roma dönemine ait olduğunu tahmin ettiğimiz bir kaç dükkan da bulundu. İlk belirlemelere göre, bu dükkanların doktorlar tarafından kullanıldığını tahmin ediyoruz. Çünkü dükkanların önünde yapılan çalışmalarda kulak temizliğinde kullanılan tıp aletleri bulundu. Bunlar, burada kulak operasyonları yapıldığını düşündürüyor. Bu alandaki incelemelerimiz devam ediyor" dedi.

Apollon Smintheus Tapınağı'nda holistik tıp kalıntıları

Apollon Smintheus tapınağı'nda yürütülen kazı çalışmalarında, 1800 yıl öncesinde yaşamış Romalı bir doktor tarafından kullanılan tabanı mozaik kaplı bir ev ile tıp malzemeleri bulundu. Kazı ekibinden Yrd. Doç. Dr. Davut Kaplan konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı: “Tesadüfen tapınağın hemen kuzeyindeki villalardan birinin kazılar sırasında doktora ait olduğunu tespit ettik. Binanın temellerine kadar ulaştık. Kazı sırasında buradaki malzemelerin hepsini eleyip, topladık. Malzemelerin içinde tıp aletleri ortaya çıktı. İlaç kaşıkları, ilaç ezme tablası ve bir çok tıp aleti var. İlaç alma kaşıkları bronz ve kemikten yapılmış. En önemlisi, insanların bu denli tıp tekniği ve bilgisine sahip olmasına karşın büyüden de medet ummalarıdır. Büyü kapsamında ise doğu dinlerinde sıkça görülen tanrı tasvirlerinden birine ait bir amulet (muska) ele geçti” (1).



Antik dönemde önemli sağlık sorunlarından bir tanesini veba oluşturmaktaydı. Mitolojiye göre Kral Agamemnon liderliğindeki Akha donanmasının Khryse (Gülpınar) kentinde yer alan Apollon tapınağını yağmalaması ve tapınak rahibesi Khryseis’i kendisine köle alması tanrının öfkesine sebep olur. Bunun sonucunda öfkelenen Apollon Akha ordusuna veba salgın gönderir (2). Apollon’un Smintheus epithetonu altında yatan ikinci sıfatı aracılığı ile aynı zamanda fare-veba tanrısı olarak kabul edildiği belirtilmektedir (3). Dolayısıyla bu tapınağın aynı zamanda sosyal yaşamda vebadan korunma amaçlı yürütülen uygulamaların (tapınmalara) merkezi görevini üstlendiğini düşünebiliriz.



Buradan antik dönemde sağlık alanında ruhsal-büyüsel uygulamalarla, bedensel-tıbbi uygulamaların birliktelik gösterdiği anlaşılmaktadır. Bir tapınma ve festival merkezi olan Apollon Smintheus Tapınağı'nın yürütülen işlemlerin kapsamı bakımından aynı zamanda holistik bir sağlık merkezi olarak işlev gördüğü anlaşılmaktadır. Sosyal bir hastalık olan vebadan korunmak için dinsel-büyüsel uygulamalar ön plana çıkarken, hasta kişilerin bakımı ve tedavisi için ise bugünkü anlamıyla tıbbi uygulamalar ön plana çıkmaktaydı. Ancak bu iki tür uygulama olasılıkla aynı ekip tarafından ve birbirinin tamamlayıcısı uygulamalar olarak kullanılmaktaydı. 


Kaynaklar:

1.http://www.assosda.net/apollon-smintheus.html

2. http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1060170&Date=16.08.2011&CategoryID=77

3. http://www.smintheion.8k.com/Apollon_Anadolu.htm

Stratonikeia'da 2 bin 300 yıl önce 80.000 kişilik kanalizasyon

Stratonikeia Antik Kenti kazı heyeti başkanı Doç. Dr. Bilal Söğüt yaptığı açıklamada 2011 yılı kazı çalışmalarımızda kuzey şehir giriş kapısında 2 bin 300 yıllık kanalizasyon sistemini ortaya çıkardıklarını söyledi. Söğüt antik kanalizasyonla ilgili şu bilgileri verdi: "Şehrin ana arterlerinde ve caddelerinde de var. Kanalizasyon sistemi tamamen mermerden yapılmış. Kanalizasyon şebekesi, içerisinde bir kişinin rahatça yürüyebileceği şekilde düzenlenmiş. Tüm ayrıntılar en küçük detayına kadar düşünülmüş. 2 bin 300 yıl önce yapılan kanalizasyon sistemi şehrin ve arazinin yapısına göre hazırlanmış. Tıkanmalar olmayacak şekilde yapılmış. Yani şehrin belirli yerlerinde kot yüksekliği bile farklı şekillendirilmiş ve bu sistem o dönemde 80 bin kişinin ihtiyacına cevap vermiş" (1).



Tarihi kent Stratonikeia, gözde tatil merkezi Bodrum yolu üzerinde Muğla'nın Yatağan ile Milas ilçeleri arasında bulunuyor. Dünya kenti durumundaki Bodrum’da doğaya vahşi depolama ile atılan bu çöp ve atıklar, yarattığı görüntü kirliliğinin ve çevreye yaydığı pis kokuların yanı sıra, çöp ve atıklardan sızan pis ve mikroplu sular, yer altı su kaynaklarına karışarak, insanların sağlığı için ciddi tehlikeler de oluşturuyor. Ayrıca Muğla'dan bir gazetecinin aktarımıyla "özellikle Bodrum Yarımadası’nda, yaz aylarında çöplüklerden orman yangınları çıkarak, hepimizi üzen, ülkemizin süsü ve zenginliği olan ormanlarımızın yanmasına da neden oluyor" (2). Geriye bakarak ilerleme denilen durum böyle bir şey mi olmalı, ne dersiniz?

Kaynaklar:
1. http://www.yataganyenigundem.com/guncel/2-bin-300-yil-once-kanalizasyon-kurmuslar.htm

2. http://www.muglayenigun.com/index.php?option=com_content&view=article&id=3921:bodrumun-coep-ve-atik-sorunu-&catid=2:koee-yazlar&Itemid=3

Miletos'ta şifa kaynağı Faustina Hamamı

Antik İyon kentlerinden bilim ve felsefenin beşiği Milet antik kenti anıtsal yapılarıyla göz kamaştırıyor. Miletos antik kentinde 15.000 kişilik Milet Tiyatrosu, Faustina Hamamı, agora, tören caddesi, anıtsal çeşme, gymnasium, Capito HamamI, Athena Tapınağı stadium, delphinion, liman anıtı, agora, Zeus Olympios Temenosu, bouleuterion (Senato Binası), Mısır Tanrılarının Temenosu kalıntıları bulunmaktadır.


Kentin Güneybatı bölümünde bulunan Faustina Hamamı görkemiyle dikkat çekmektedir. Hamamın yıkanma havuzlarından bir tanesinde Miletos müzesinde sergilenmekte olan nehir tanrısı Maendros'un heykeli bulunmuştur. Antik çağın ilk filozoflarından Thales, evrendeki temel maddenin su olduğunu savunmaktaydı.





Miletos'lu filozoflar doğadaki olayları açıklayacak yasalar üzerine çalışarak, doğa üstü güçlerin egemenliği yaklaşımına karşı çıkmışlar ve ilkel şekliyle bilimsel yöntemin uygulayıcıları olmuşlardı. Görkemli Faustina Hamamı ve yanı başındaki spor alanıyla birlikte sağlıklı yaşam stili özelliklerini ilk uygulayıcılarından biri de yine Miletos'lu bilginler oldular.

Magnesia antik kentinde genel tuvalet

Magnesia’nın önemli yapılarından biri bugün mil altında kalarak ortadan kaybolmuş olan agorasıdır. Agoraya, Artemis kutsal alanından kutsal bir kapıdan girilir. Agora'nın hemen Kuzey'inde 32 kişilik Latrina (genel tuvalet) Magnesia’nın önemli yapıları arasında yerini almıştır. (http://www.aydinturizm.gov.tr/belge/1-57317/magnesia.html)



Agora'nın hemen yanı başında bulunan genel tuvalet ve atıkların uzaklaştırılması için yapılmış olan kanal Magnesia antik kentinde belediye hizmetlerinin gelişkinliği hakkında bilgi verir niteliktedir. Genel tuvaletin merkezi konumu atıkların uygun bir şekilde uzaklaştırılması konusunda ileri mimari ve mühendislik bilgilerine sahip olunduğunu düşündürmektedir.  


Priene antik kentinde Asklepion tapınağı

Miletos gibi Ion Birliğinin bir üyesi olduğu kabul edilen Priene hakkındaki ilk bilgilere ise M.Ö. 7. yüzyıl ortalarında antik kaynaklarda rastlanmaktadır. Priene antik kentinim en önemli yapıları arasında Demeter Tapınağı, Athena Tapınağı, tiyatro, agora, Zeus Tapınağı, bouleuterion, Yukarı Gymnasion, Aşağı Gymnasion, Mısır Tapınağı, Büyük İskender’in evi, Bizans klisesi, nekropol ve konut alanları sayılabilir. (http://www.aydinturizm.gov.tr/belge/1-77684/priene.html)


Agora'nın Güneydoğu tarafında yer alan Asklepion tapınağı ve onun hemen önünde yer alan Asklepion ile Hygiea heykelleri dikkat çekiyor. Yapı kamu binalarının yer aldığı alanın hemen önünde yer alıyor. Sağlık tanrısı Askklepion adına yapılmış bu tapınak antik çağda sağlıkla ilgili inanışların kent yaşamının önemli bir bileşeni olduğunu gösteriyor.

İşte bilim, işte kehanet (Kaunos Antik Şehri)

Muğla Dalyan'da bulunan Kaunos antik kenti. Kaunos agora, stoa, anıtsal çeşme, teras tapınağı, Palaestra, hamam, tiyatronun yanı sıra yuvarlak yapısı ile dikkat çekiyor. Agustos dönemi imarlarından Vitruv bir eserde yuvarlak yapının işlevlerinden söz etmketeydi.  Burada yapılan ölçümler kent ve sosyal yaşam ile ilgili planlamalarda kullanılmaktaydı.



Buna göre antik kentin değişik bölgelerini gören bir yerde inşa edilmiş olan yuvarlak yapı bir ölçü istasyonu olarak işlev görmekteydi. Yukarıda yuvarlak yapıyı çevreleyen üç basamaklı taş yapının en üst tabakası görülüyor. Bu tabakanın ortasından bir çizgini geçildiği görülüyor.